Sosyal Medya

Güncel

Kenan Alpay: AK Parti, milliyetçi ve ulusolcu söylemin zararlarını izale edebilmek açısından Saadet Partisi’yle daha yakın bir temasta

Yeni Akit Yazarı Kenan Alpay son dönemde Saadet Partisi ile diğer partiler arasında cereyan eden ittifak arayışlarını kaleme aldı.



Kenan Alpay, Saadet Partisi'nin 2019 için önemini ve diğer partiler ile arasındaki ittifak sürecini kaleme aldı. Ak Parti'nin ittifak sürecinde takındığı tavrı, muhalefetin tutumunu ve süreci etkilemeye çalışan trollerin zihin dünyalarına dair tespitlerde bulunan Alpay, Saadet'in stratejik tutumunun süreceğini belirtti.

Yazının Tamamı

Seçim sürecine dair arayış ve tartışmalar hiç hararet kesmeksizin sürüyor. Son bir aydır istikrarlı bir biçimde tırmanan özellikle Saadet Partisi merkezli ittifak arayış ve tartışmaları kolay kolay neticeye baÄŸlanabilecek gibi görünmüyor. Tartışmaların merkezinde Saadet Partisi’nin sahip olduÄŸu oy potansiyelinden daha çok ve öncelikle tercih ettiÄŸi tarafa saÄŸlam bir moral destek taşıyacak olmasından kaynaklanıyor. Bu durum hassaten ErdoÄŸan karşıtı cephe açısından tam da böyledir.
 
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan Cezayir, Moritanya, Senegal ve Mali’yi kapsayan ziyaretinin ilk durağında (ki tarihler 1 Mart’ı gösteriyordu) siyasi partilerin seçim ittifakları üzerine de bir deÄŸerlendirme yapmıştı. ErdoÄŸan bu deÄŸerlendirmesinde bir siyasi partiye kapıyı tümden kapalı tuttuÄŸunu diÄŸer bir siyasi partiye ise yasal sürecin sonuna kadar açık tuttuÄŸunu beyan etmiÅŸti. 
 
İttifakın Bileşenleri ve Sınırları
 
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan ‘cumhur ittifakı’ meselesini izah ederken İşçi/Vatan Partisi’ne dair ÅŸu cümleyle çok net ve sert bir rest çekti: “Ä°P imiÅŸ, ÅŸuymuÅŸ buymuÅŸ falan bunların milli, yerli diye bir derdi yok. Biz bu ülkenin dertleriyle ile hemdert olan, ülkenin deÄŸerlerini benimseyen insanlarla ‘cumhurun ittifakı’nı kuruyoruz.” DoÄŸu Perinçek’in etrafında temsil olunan ve kamuoyunda ‘ulusolcu-Avrasyacı veya Ergenekoncu’ olarak bilinen Ä°P/VP kadrolarına karşı ErdoÄŸan’ın en temelde ahlaki-hukuki blokaj koyduÄŸu besbelli. ErdoÄŸan’ın Ä°slam ve toplum düşmanlığıyla şöhret bulmuÅŸ, askeri cuntaların psikolojik savaÅŸ merkezi gibi çalışmış, alabildiÄŸine ÅŸaibeli kadro ve örgütleri ittifak arayışına yaklaÅŸtırmaması son derece makul ve faydalı. 
 
Ä°ttifak arayışının Saadet Partisi ile ilgili olan kısmı ise CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan ve AK Parti açısından biraz sitemkâr olsa da sabırla ve ümitle gayretleri yoÄŸunlaÅŸtırmaya iÅŸaret ediyor. Öyle ki BeÅŸtepe’de yapılan görüşmeye, Mustafa Åžentop baÅŸkanlığındaki bir heyetin ziyaretine karşılık bulunamadığı teessüfle ifade ediliyor. Karşılık beklendiÄŸi, bütünleÅŸme talebi açıkça ve hiç gocunmadan dile getiriliyor. Peki, ne zamana kadar? Ä°ÅŸte ErdoÄŸan kendileri tarafından kapının kapatılmadığını söylediÄŸi gibi ilaveten teklifin geçerli olduÄŸu zamanı da “yasal olarak kapanmadığı ana kadar” uzun tutuyordu.
 
AK Parti ile MHP arasındaki ittifak süreci gibi CHP ve Ä°YÄ° Parti arasında da gayrı resmi olarak HDP’nin de dâhil olduÄŸu bir süreç yürüyor hâlihazırda. AK Parti karşısında kurulan cephenin üzerine odaklandığı en stratejik hedef elbette ki Saadet Partisi’ni ittifaka dâhil edebilmek. Bu sebeple Saadet Partisi lideri Temel KaramollaoÄŸlu’na gösterilen ilgi, iltifat ve sempatinin günden güne artmasında ÅŸaşılacak bir ÅŸey yok. Siyaset sadece rekabet deÄŸil bir yerde tüm çeliÅŸkileriyle birlikte ikna edip ortak cepheyi geniÅŸletmek üzerine kurulu olarak ilerliyor.
 
SP ve KaramollaoÄŸlu’nun gördüğü ilgiyi maksimum düzeyde faydaya çevirmek gibi bir pozisyon aldığı ortada. Muhtemelen bu sebeple AK Parti ve ErdoÄŸan’a yönelik muhalefetini daha bir sertleÅŸtiriyor. EÅŸ zamanlı olarak KılıçdaroÄŸlu ve CHP heyetleriyle yaptığı görüşmelerde iÅŸbirliÄŸine dair sıcak mesajlar veriyor. AK Parti’ye yönelik köprüleri atmayacak kadar uzaklaÅŸma, CHP ve Ä°YÄ° Partiye karşı ise köprüleri kurmayacak kadar yakınlaÅŸma dengesi kurarak mevcut potansiyelinin çok çok üstünde bir pozisyon elde etti. Fakat bu denge ne zamana kadar sürdürülebilir, tam olarak belli deÄŸil.
 
Uzak Dost, Yakın Düşman Yanılgısı
 
Son derece gerilimli ilerleyen bir süreci yönetmek, buradan en az hasarla ve en çok kazanımla çıkmak bütün siyasi kadroların hedefi elbette. SP ve KaramollaoÄŸlu’nun iÅŸi hepten ağırdan alan, muhalefeti daha bir sertleÅŸtiren ve CHP-Ä°YÄ° parti cephesine gülücükler gönderen tutumu AK Parti ve CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan açısından sıkıcı bir yüke dönüşüyordu. Bu sebeple Grup toplantısında ErdoÄŸan şöyle konuÅŸtu:“Bu çatının altında olmasını arzu ettiÄŸimiz partiler, eÄŸer kendilerine baÅŸka bir yol veya yol arkadaşı seçiyorlarsa, onlara da ‘güle güle’ demekten baÅŸka elimizden bir ÅŸey gelmez. Biz, azami müştereklerimizin olduÄŸu siyasi partilerle beraber olmanın ittifakını kuruyoruz.” Bu mesaj açıkça ve hızlıca tercih yapmaya bir davetti. Saadet Partisi’ne “güle güle” denmiyor, “baÅŸka yol ve yol arkadaşı seçiliyorsa güle güle demekten baÅŸka elden bir ÅŸey gelmeyeceÄŸi” izah ediliyordu.
 
‘Durumdan vazife çıkaran’ bir kısım ahlaksız trol ise adeta Saadet Partisi’ni CHP-Ä°YÄ° Parti cephesine iteklercesine çirkin ve yıkıcı bir kara propaganda savaşı baÅŸlattı. Ãœstelik bu psikolojik savaÅŸ KaramollaoÄŸlu’nun Ä°ngiltere’de öğrenim görmesinden baÅŸlayıp eÅŸinin Ä°ngiliz bir hanım oluÅŸuna kadar son derece rezil ve kokuÅŸmuÅŸ bir nefret operasyonu olarak sergilendi. Oysa ne CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan ne de AK Parti sözcüleri SP ile ittifak görüşmelerinin olumsuz sonuçlandığına dair bir açıklama yapmamışken olupbitti bunlar. Dindar bir tabana hitap eden ve çok büyük bir oranda geçmiÅŸte AK Parti kadroları ile birlikte çalışmış Saadet Partisi’ni CHP-Ä°YÄ° parti cephesinin saflarına doÄŸru sürüklemek kimin iÅŸi olabilir? Bir süredir AK Parti’yi, İşçi/Vatan Partisi ve Öncü Gençlik ile kaynaÅŸtırmaya çalışan, Müslüman mahallesinde Kemalizm pazarlayan FETÖ artığı ahlaksız Pelikan trolleri burada da öne çıkıyorlar. Tıpkı Ä°ttihatçıların Alman savaÅŸ gemilerine Osmanlı bayrağı çekip Rus limanlarının bombalanması gibi komitacılık faaliyetleri yürütüyorlar anlayacağımız. 
 
AK Parti, milliyetçi ve ulusolcu söylemin zararlarını izale edebilmek açısından Saadet Partisi’yle daha yakın bir temasta olmasında fayda var. DiÄŸer taraftan CHP ve Ä°YÄ° Parti’nin SP üzerinden her türlü günahı temize çıkarma, seküler-ulusalcı siyasetlere meÅŸruiyet kazandırma gibi kazanımları hedeflediÄŸi sır deÄŸil. SP’yi yanında tutan cephenin oy potansiyelinden ziyade moral kazanımları yüksek olacaktır. Ne var ki Saadet Partisi ortaya koyduÄŸu siyasetle ciddi bir kritiÄŸe tabi tutulmuyor halen. Suriye’de yaÅŸanan vahÅŸete karşı ne Esed rejimine ne de Ä°ran ve Rusya’ya yönelik karşı çıkışlar görebiliyoruz. Aksine muhalefet adına inatla CHP ve Ä°YÄ° Parti’yle paralelleÅŸen bir duruÅŸ sürdürülüyor. CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan ve AK Parti’nin diÄŸer parti ve liderlerden en bariz farkı ise Suriye tablosunda belirginleÅŸiyor. 
 

 

AK Parti’yi SP’den uzaklaÅŸtırıp Ä°P/VP ile yakınlaÅŸtırma yönünde örtülü operasyonlar yapılıyor. Bu uzaklaÅŸtırma-yakınlaÅŸtırma operasyonları iç siyaseti ulusalcı-milliyetçi aksa oturtma gayretleriyle eÅŸ zamanlı olarak Türkiye’yi Rusya’ya angaje kılmayı da hedefliyor. En yakından düşman, en uzaktan dost edinmeye kalkan zarar eder ve kaybeder.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.